ORUÇ
Orucun Anlamı Nedir?
Nefsi korumak, nefsi terbiye etmek, kötülüklerden kaçmak, Allah yoluna biraz daha yakın olmak, Allah’ın emrini gerçekleştirmek ve yoksulların halinden bir nebze de olsun anlamak için tutulan orucun kelime anlamı, Arapça’da “savm” olarak ifade edilmektedir.
Savm kelimesi yine Arapça’da,”bir şeyden uzak kalmak, kişinin kendini koruması veya tutması” anlamlarına gelmektedir.
Ramazan ayında tutulan oruç vasıtasıyla, iman edenlerin kötülüklerden bir nebze daha uzak kalması ve bununla birlikte oruç tutan kişinin, oruçlu olduğunun bilincinde olarak daha korunaklı olması istenmektir.
11 ayın sultanı diye adlandırılan Ramazan ayında tuttuğumuz oruç, İslamın şartları arasında yer alır.
Oruç, tanyerinin ağarmasıyla birlikte güneş batımına kadar yiyecek, içecek ve cinsel münasebetten ve ayrıca yalandan, kötü sözden ve kötü düşüncelerden uzak durarak gerçekleştirilen bir ibadettir.
Amaç kişinin aç ve susuz kalması değil nefsini terbiye etmesi, Allah rızası için açlığa ve susuzluğa dayanması, varlığa şükretmesi ve durumu olmayan kişileri daha iyi anlamayı amaçlamaktadır.

Orucu bozup yalnız kaza gerektiren şeyler
1. Hata ile bozularak, mesela abdest alırken boğazına su kaçmak,
2. Boğazına kar, yağmur kaçmak,
3. Tehditle, zorla orucu bozulmak,
4. Taharetlenirken içeriye su kaçmak,
5. Burnuna sıvı ilaç koymak,
6. Burnuna kolonya çekmek.
7. Ud ağacı ve anber ile tütsülenip dumanını çekmek.
8. Başkasının içtiği sigara dumanını isteyerek çekmiş olmak.
9. Kulağın içine yağ ve ilaç damlatmak.
10. Derideki yaraya konan ilacın içeriye girmesi.
11. Vücudun herhangi bir yerine iğne ile ilaç şırınga etmek.
12. İsteyerek, zorlayarak ağız dolusu kusmak.
13. Dişi kanayan veya diş çektiren bir kimsenin ağzındaki kanı yutması. Veyahut tükürükle müsavi (eşit) miktarda karışık kanı yutmak.
14. Uyurken ağzına su akıtmak.
15. Boğazına huni ile bir şey akıtmak.
16. Ramazanda sabaha kadar niyet etmeyip, sonra bir şey yiyip içmek.
17. Fecir olduğunu yani imsak vaktinin bittiğini bilmeden yiyip içmek.
18. Güneş battı zannederek orucu bozmak.
19. Geceden dişleri arasında kalan nohut kadar şeyi yutmak. Nohuttan küçük ise bozmaz.
20. Oruçlu olduğunu unutarak yiyip-içmeye devam etmek. Eğer orucunun bozulmadığını bildiği halde yiyip içmeye devam ederse keffaret de lazım gelir.
21. İhtilam olduktan sonra orucunun bozulduğunu zannederek yiyip içmeye devam etmek. Bozulmadığını bilerek yiyip içerse keffaret de gerekir.
22. Ağrıyan dişini morfin vurdurarak çektirmek zorunda kalan kimse, orucu bozulduğu için yiyip içerse sadece kaza icab eder.
23. Seferde iken ikamete niyet edip, sonra yiyip içmek.
24. Mukim iken sefere çıkınca yiyip içmek.
25. Uyku halinde bir şey yemek.
Orucun kazası
Arka arkaya olduğu gibi ayrı ayrı günlerde de bir gün için, bir gün oruç tutmaktır. Aralıklı tutarken, araya başka Ramazan gelirse, önce Ramazanı tutmalıdır. İhtiyar olup, ölünceye kadar Ramazan orucunu veya kazaya kalmış oruçlarını tutamayacak kimse ve iyi olmasından ümit kesilen hasta zengin ise, her gün için bir fıtra miktarı, yani 1750 gram buğday veya un veya kıymeti kadar altın veya gümüş parayı, bir veya birkaç fakire vermelidir. Ramazanın başında veya sonunda toptan hepsini bir fakire de verebilir. Sonradan kuvvetlenirse, Ramazan oruçlarını ve kaza oruçlarını tutması lazımdır.
Oruçluya mekruh olan şeyler
1. Herhangi bir şeyin tadına bakmak.
2. Sakız çiğnemek (çiklet sakız gibi değildir, orucu bozar).
3. Serinlemek için yıkanmak (çünkü böyle bir hareket ibadet hususunda sıkıntı çektiğini göstermek demektir).
4. Zayıf düşme ihtimali varken, kan aldırmak, orucu bozmaz ise de mekruhtur. Yani orucun sevabını azaltır. Zaruret olmadıkça yapmamalıdır.


Orucun keffareti
Ramazan ayının hürmet perdesini yırtmanın, yani Ramazan orucunu bile bile bozmanın cezasıdır. Oruç keffareti için ard arda altmış gün oruç tutmak lazımdır. Altmış gün sonra, tutmadığı orucu da tutması lazımdır. Ramazan günü özürsüz bir orucu bozmanın cezası altmış gün, bir gün kazası ile 61 gün oluyor. Bunun için keffarete halk arasında “61” denmektedir. Keffaret orucu, hastalık, yolculuk gibi bir özür ile veya bayram günlerine rastlamak sebebiyle bozulursa veya Ramazana rastlarsa, yeniden başlanması lazımdır.
Kadınlar özür sebebiyle bozunca, yeniden başlamazlar. Özrü bitince geri kalan günleri tutarak, altmışı tamamlar. Devamlı hasta ve çok yaşlı olup altmış gün oruç tutamıyan kimse, altmış fakiri bir gün doyurur. Aç olan altmış fakiri, bir günde iki kere doyurmak lazımdır. Bir fakiri, her gün iki defa doyurmak üzere altmış gün yedirmek de olur. Altmış fakirin her birine 1750 gram buğday veya un, yahut bunların kıymeti kadar ekmek, başka mal veya altın, gümüş vermek veya bunları bir fakire altmış gün vermek lazımdır.